26 Haziran 2018 Salı

FRAGMANLAR | Herakleitos


  • Mutluluk bedensel hazlardan kaynaklanmış olsaydı, öküzler yemek için burçak bulduklarında, onlara mutlu varlıklar derdik.
  • Güneş hergün yenidir.
  • Karşıt olan şeyler bir araya gelir ve uzlaşmaz olanlardan en güzel uyum doğar. 
  • Eşekler samanı altına tercih eder.
  • Aynı ırmaklara girenlerin üzerinden farklı sular akar.
  • İnsanların çoğu başlarına gelenler hakkında düşünmezler ve öğrendiklerini kavrayamazlar, yalnızca kendi kanılarına inanırlar.
  • Beklenmeyeni beklemessen, onu bulamassın. Çünkü ne bir iz vardır ne de bir yol.
  • Dinlemeyi bilmediklerinden konuşmayı da bilmiyorlar.
  • Uyanıkken bütün gördüğümüz ölüm, uyurken gördüğümüz ise uykudur.
  • Altın arayanlar çok fazla toprak kazarlar ve çok az bulurlar.
  • Adaletin adın bilinmezdi, bu şeyler (adaletsiz olan şeyler) olmasaydı.
  • Geceleyin gözün ışığı söndüğünde, insan bir kandil yakar kendine; yaşarken ölüye dokunur uykusunda; uyanıkken uyuyana.
  • Budalalar dinlerken sağır gibiler;"varken, yoklar" deyişi onlara ne de güzel uyuyor.
  • Çok şey öğrenmek anlayışlı olmayı öğretmez.
  • Bilgelik tektir;her şeyi her şeyle yöneten düşünceyi bilmektir.
  • Densizliği yangından daha çabuk söndürmeli.
  • Bütün yollarını yürüsen bile ruhun sınırlarına ulaşamazsın, öylesine derindir ruh.
  • Büyük konular hakkında rastgele tahminde bulunmamalı.
  • Yay'ın adı yaşam'dır, ama işi ölümdür.
  • Bana göre bir insan çok iyi ise bin kişidir.
  • Görünmeyen uyum görünenden daha iyi.
  • İyi ve kötü bir ve aynı şeydir. Hekimler keserek ve dağlayarak hastalarına acı veriyorlar. Bu yüzden talep ettikleri ücret haksızdır. Çünkü hekimlerin yaptığı iyilik, hastalıkların verdiği acıdan farklı değil.
  • İnen ve çıkan yol bir ve aynıdır.
  • Yolun gittiği yeri unutanı hatırla.
  • Tutkulara karşı mücadele etmek zordur. Arzu edilen şeyin bedelini ruh öder.
  • Ahmak insanlar her söz karşısında şaşırmayı sever.
  • Bilgisizliği gizlemek en iyisidir.Ancak bu, içki masalarında gevşemişken çok zordur.
  • Kendimi keşfettim.
  • Ruhları barbar olanların gözleri ve kulakları kötü tanıklardır.
  • Her arzu edilenin elde edilmesi iyi değildir.
  • Hastalık sağlığı iyi ve hoş kılar; açlık tokluğu, yorgunluk dinlenmeyi.
  • Ruhu nemli olan biri, sakalı bitmemiş bir çocuk tarafından nereye götürüldüğünü bilmeyen sarhoş gibidir, yalpalar durur.
  • İnsanın karakteri kaderidir.
  • Doğa saklanmayı sever.
  • Hiç eksik olmasın zenginliğiniz. Olmasın ki, alçaklığınız belli olsun.
  • Ünlü olmanın en iyi yolu iyi olmaktır.
                                    
                                                        

12 Haziran 2018 Salı

DEVLET | Platon


  • Doğruluk ve eğrilik nedir?
  • İnsanlar kötülüğe akın akın gider, kolay ulaşır ona. Yolu düz, yeri  yakındır kötülüğün. İyiliğin önüneyse, alın teri konmuştur.
  • Eğriliğin son kertesi, doğru olmadan doğru görünmektir. Haksızlık etmek fırsatını bulan herkes haksızlık eder. İnsanlar, ancak korkaklık, ihtiyarlık ya da başka bir yetersizlik yüzünden eğrilik edemedikleri için eğriliği kötülerler. Bu çeşit insanlara haksızlık etmek imkanı verilecek olsa, bu imkanı sonuna kadar kullanırlar.
  • Kendine hakim olmak tuhaf bir deyim, kendine hakim olan, kendinin kölesi olmuş olmuyor mu? Kendinin kölesi olan, kendinin efendisi de demektir. Aynı adam hem köle oluyor, hem efendi. Bu durum şöyle anlatılabilir: bir insanın içinde iki yan vardır: Biri iyi, biri kötü. İyi yan, kötü yanı buyruğuna aldı mı, buna kendine hakim olma diyoruz, bunu yapanı da övmüş oluyoruz. Tersine, kötü eğitim görme, kötülüklerle düşüp kalkma yüzünden iyi yan zayıflar da, kötü yanın buyruğuna girerse, böyle birine de kendinin kölesi deriz. Buysa kötüleme olur.
  • İçimizde hesaplayan, düşünen yana akıl deriz. Ötekiyse, düşünmeyen, sade arzulayan yanımızdır. O, sever, acıkır, susar, coşar,doymak, zevk almak ister. Demek içimizde böyle iki yan var. Ama azgınlık, kızgınlık diye de bir şey var içimizde. Ona üçüncü bir yanımız mı diyelim? Demezsek acaba iki yanımızdan hangisine daha yakındır? İkincisine, istekler yanına daha yakın gözüküyor. Hikaye şu: Aglaion'un oğlu Leontios Pire'den yukarı gelirken kuzey surlarının dibindeki işkence yerinde cesetler görmüş. Bir yandan bunlara bakmak ister, bir yandan da görmemek için başını çevirmiş. bir süre görme isteğini yenip yüzünü kapamış, ama sonunda dayanamamış, gözlerini dört açıp ölülere doğru gitmiş ve bağırmış kendi gözlerine:"Haydi kör olasılar...Alın doya doya seyredin bu güzel manzarayı!"
  • Kızma gücü kötü bir eğitimle bozulmamışsa, akla yardım eden üçüncü bir yanımız olur. İnsanın içindeki bir yan başka bir yanını azarlıyor; iyiyle kötüyü ayırt eden akıl, aklı dinlemeyen öfkeyle çatıyor. Öyleyse içimizdeki yanlardan her biri kendi işini gördüğü vakit biz de kendi ödevini yapan doğru kişiler oluruz.
  • Birçokları zorla giriyorlar tartışmaya. Tartıştıklarını sanıyorlar. Oysaki yaptıkları tartışma değil, çekişmedir. Neden dersen, bir meseleyi ayrı ayrı yönleriyle ele alıp inceleyemezler. Karşılarındakinin tersini söylemek için kelimelere takılırlar. Tartışmak değil, hır çıkarmaktır bu.
  • Savaşma ve çatışma diye iki söz olduğuna göre, insanlar arasında iki çeşit kavga vardır:Biri yakınlarla soydaşlar arasındaki kavga, öteki soyca ve kanca ayrı insanlar arasındaki kavga. Yakınlarımızla olursa çatışma, yabancılarla olursa savaş olur.
  • Devletteki değişik hallerin her insanda bulunduğunu kabul etmek zorunda değil miyiz? Devlet bunları bizden almaz da nereden alabilir? Sertlikleriyle tanınmış Trakyalıların, İskitlilerin ve bütün kuzeylilerin devletlerinde de aynı sertlik ve taşkınlık görülür. Bilim tutkusu da bizim memleketin özelliği sayılabilir. Fenikelilerle Mısırlılardaysa hemen göze çarpan bir para tutkusu vardır. Bu özelliklerin devlete geçmeyeceğini ileri sürmek gülünç olmaz mı?
  • Her toplumda yönetim kimdeyse güçlü odur, her yönetim, kanunlarını işine geldiği gibi koyar. Demokratlık demokratlığa uygun kanunlar, zorbalık zorbalığa uygun kanunlar, ötekilerde de öyle. Bu kanunları koyarken kendi işlerine gelen şeylerin, yönetilenler içinde doğru olduğunu söylerler; kendi işlerine gelenden ayrılanları da kanuna, doğruluğa aykırı diye cezalandırırlar. Doğruluk her yerde birdir: Yönetenin işine gelendir. Güç  de yönetende olduğuna göre, düşünmesini bilen bir adam bundan şu sonuca varır: Doğruluk güçlünün işine gelendir.
  • Hiç de iyi yönetilmedikleri halde, düzeni değiştirmeye kalkan yurttaşları, ölüm cezasıyla korkuturlar. Buna karşılık bu kötü düzen içinde rahat eden kişileri öveni, onlara yaranmaya, istediklerini sezinleyip yerine getirmeye çalışanı iyi yurttaş, büyük devlet adamı sayar, onu şana şerefe boğarlar.
  • Kanunların kaygısı bir takım yurtdaşlara ötekilerden üstün bir mutluluk sağlamak değil, yurtdaşları ya inandırarak,ya zorlayarak birleştirmek, her birine toplum içinde görebileceği iş payını aldırmak, böylece bütün toplumu birden mutluluğa götürmektir. Devlet seçkin yurtdaşlar yetiştirmeye uğraşıyorsa, bu onların keyiflerince yaşayıp, dilediklerini yapmaları için değil, devlet düzenini sağlamlaştırmaya yardım etmeleri içindir.
  • Bir devlette başa geçenler, başa geçmeyi en az isteyenler oldu mu, dirliğin de, düzenin de en iyisi olarak var demektir. Baştakilerin böyle olmadığı yerdeyse, tam tersine, ne dirlik vardır ne düzen. 
  • Başa geçecekler baş olmaktan üstün bir değere yükselmişler mi? Yükselmişlerse, bilki, o devlet yi yönetilen bir devlettir. Çünkü böyle bir devletin başındakiler gerçekten zengin kişilerdir. Altın zengini değil, akıl ve erdem zengini. İnsanları mutluluğa ulaştıracak da zenginliğin bu türlüsüdür. Kendi yararlarına düşkün, açgözlü kimseler başa geçer ve başta olmayı keselerini doldurmak için bir yol sayarlarsa, orada artık iyi bir düzen arama. Çünkü herkes başa geçmek için birbirini ezecek ve bu iç kavgada hem kendilerinin hem de devletin başını yiyeceklerdir. 
  • Filozoflar devletlerde kral ya da şimdi kral, önder dediklerimiz gerçekten filozof olmadıkça, böylece aynı insanda devlet gücüyle akıl gücü birleşmedikçe, kesin bir kanunla herkese yalnız kendi yapacağı işi verilmedikçe, bu devletlerin başı dertten kurtulamaz.
  • İyi dediğimiz şey, halk içinde zevkte, aydın kişiler içinse, düşüncededir.
  • Görünen dünyada, göz ve görünen nesneler için güneş neyse, kavranan dünyada da iyi, düşünce ve düşünülen şeyler için odur.
  • Eğitim, ruhun gücünü "iyi"den yana çevirme ve bunun için en kolay, en şaşmaz yolu bulma sanatıdır.
  • Kötünün iyiye zararı, iyi olmayana zararından daha çoktur.

                                      DEVAM EDECEK

Popüler Yayınlar